Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ve Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL), bugün sabah saatlerinde 1974’de katledilen ve öldürülen Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların mezarlarını ziyaret ederek, ayrı din, dil ve ırk gözetmeksizin ayni toprakların insanı olarak insanca ve barış ortamında yaşama arzularını belirterek, hayatlarını kaybedenleri andı ve mezarlarına çiçek bıraktı.
Ortak düzenlenen etkinlikte, Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Başkanı İzzet İzcan ve AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianou önderliğinde, her iki partinin gençlik örgütleri ve üyeleri hazır bulundu. Heyetler, ilk olarak Kıbrıs’ın güneyi’ndeki Lefkoşa Constantiniou ve Eleni Mezarlığı’nda bulunan ve 20 Temmuz’da hayatlarını kaybeden Kıbrıslı Rumların mezarlarını ziyaret ederek çiçek bıraktı ve basına açıklamada bulundular. Daha sonra ise Atlılar Toplu Mezarlığını ziyaret edilerek, mezara çiçekler bırakıldı ve saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Atlılar Toplu Mezarlığında her iki parti başkanı ortak basın toplantısı düzenlendi.
Basın toplantısının sonuna doğru Atlılar muhtarı ve beraberindeki 4-5 kişilik bir grup mezarlığa gelerek syonda bulunmaya çalıştılar. Barış istemediklerini, onlardan izinsiz mezarlığı kimsenin ziyaret edemeyeceğini iddia ederek, ağıza alınamayacak küfürler ile heyetlere saldırıda bulundular. Polis gerekli tedbirleri alarak olayların büyümesini engelledi.
BKP Genel Başkanı İzzet İzcan olaylar sonrası yaptığı açıklamada, kin ve nefret ile bir yere varılamayacağını, şoven ve milliyetçi tavırların yaşanan acıları arttıracağını, artık her iki toplumun kucaklaşıp barışma zamanının geldiğini söyledi. İzcan, bu tür organize provokasyonlardan korkmadıklarını, görüşme sürecinin başarıyla sonuçlanması ve birleşik federal bir Kıbrıs’a ulaşılması için her türlü fedakarlığı yapmaya devam edeceklerini vurguladı. ortak etkinliği engellemeye çabası içerisine girdiler. Küfür ve saldırgan tavırlar ile provoka
BKP Genel Başkanı İzzet İzcan ve AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianou’nun etkinliklerde yaptıkları konuşmaların tamamı aşağıdaki gibidir.
BKP Genel Başkanı İzzet İzcan: Bugün bir ilki gerçekleştirmek için bir araya gelmiş bulunuyoruz. 41 yıl önce suçsuz günahsız bir şekilde Kıbrıs trajedisinin kurbanı olan Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum kardeşlerimizi saygı ile anıyoruz.
Kırmızı karanfilleri toplu mezarlara koyarken bir kez daha tekrarlanmasına izin vermeyeceğimizi haykırmaya geldik. Sebebi ne isterse olsun, bir insanı öldürmenin hiçbir şekilde kabul edilir olmadığını herkesin bilmesini istiyorum. Bu katliamları gerçekleştirenleri kınıyorum. Bunları yapanlar vatandaşlarımıza ve ülkemize karşı suç işlemişlerdir. Bir gün yaptıklarının hesabını muhakkak vereceklerdir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bu cinayetleri gerçekleştirenleri toplumların genelinden ayırmaktır.
Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum toplumlarının genelini sorumlu tutup suçlamamaktır. Kıbrıs halkı Kıbrıs trajedisinin kurbanı olmuştur. Bu kavgada kazanan yoktur. Artık kucaklaşma zamanı gelmiştir. Yaralarımızı saracağız. Birleşik özgür bir vatanı birlikte inşa edeceğiz. Çocuklarımızın her köşesinde özgürce koşturacağı, bütün Kıbrıslıların insan haklarına saygılı olunacağı ortak bir vatanı yaratmak boynumuzun borcudur.
Görüşme sürecine aktif destek vermeye ve nerden ve kimden gelirse gelsin her türlü şövenizme, fanatizme ve milliyetciliğe birlikte karşı durmaya devam edeceğiz.
Bu vatan hepimizindir. Hepimize yetecek kadar büyük, bölünüp parçalanamayacak kadar da küçüktür. Bir kez daha Kıbrıs’ın dört bir yanında yaşamlarını yitiren bütün Kıbrıslıların anısı önünde saygı ile eğiliyorum. Kıbrıs bu hallere düşmesin diye, Demokrasi ve Barış mücadelesinde kaybettiğimiz yoldaşlarımızı da sevgiyle selamlıyorum.
Yaktıkları barış meşalesini söndürmeden hedefe ulaşacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.Yaşasın birleşik ortak vatan.Yaşasın Kıbrıs halkının barış ve özgürlük mücadelesi.
AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianou: Bugün buradaki varlığımız, her şeyden önce Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin barış ve dostluk mesajıdır. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin içini sızlatan ya da onları rahatsız eden yanları olsa da, tarihi gerçekliğin kabul edilmesi ve tanınması mesajıdır. 14 Ağustos 1974’te aşırı sağcı ve paramiliter bazı Kıbrıslırumlar tarafından sözde bir öç alma hareketiyle öldürülen Kıbrıslıtürk sivil halktan insanlar bu mezarlarda yatıyorlar.
Bu olaylarda “ortak sorumluluk” kavramını kabul etmiyoruz. Sıradan yurttaşların aleyhine işlenen suçları ve cinayetleri Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin tümü işlemedi. Bunları yapanlar somut siyasal görüşleri olan belli kişilerdir. Ellerini Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin kanına bulayan Kıbrıslırum milliyetçiler ve faşistlerdir. Bunun aynısını yapan bazı Kıbrıslıtürkler de vardı.
En nihayet toplumlar olarak ve halk olarak, bu olaylara ilişkin “ortak sorumluluk” anlayışını geride bırakmalıyız. Doğduktan sonra Türkçe ya da Rumca konuşanların, bu acı olayların öncesinde ya da çok sonrasında doğanların, bu suç ve cinayetleri işleyenlerin ya da tamamen suçsuz olanların, sadece ve sadece toplumlardan birine mensup oldukları için bu olayların sorumluğunu taşıdıkları anlayışı tarihi gerçeklikten kaynaklanmamaktadır ve bu kendisinden farklı olana karşı hoşgörüsü olmayan ve düşmanca bir anlayıştır.
AKEL olarak, gerçekleri görüp, cesaretle dile getiriyoruz. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler ne zaman ki kin ve milliyetçiliğin kendilerini ayırmasına izin verdiler, ne zaman ki yurdumuza ve halkımıza değil de yabancı merkezlere hizmet ettiler, o zaman ülke gözyaşı ve kanla doldu, yıkıma uğradı.
Tarihimizden ders alarak, yurdumuzun ve halkımızın yeniden birleşmesi vizyonuna odaklanıyoruz. Toplu çözüm vizyonuna odaklanıyoruz. BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasal eşitliğin olacağı, iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü vizyonuna odaklanıyoruz. Ülkenin, halkın, kurumların ve ekonominin özlü bir biçimde yeniden birleşmesi vizyonuna odaklanıyoruz. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin, Kıbrıslıların tümünün insan haklarının ve temel özgürlüklerinin korunması ve savunulması vizyonuna odaklanıyoruz.
Sözlerime son verirken, Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk kayıplar konusunda özlü ilerleme yönünde bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum. Kayıplar hakkında bilgi sahibi olanların bu bilgileri verme zamanı şimdidir. Kayıpların akıbetlerinin belirlenmesi süreci ilerlemelidir. Bu, kayıplara ve ailelerine olan borcumuzdur.
Barışı seven Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler olarak, bugün, cesaretle çağrıda bulunuyoruz. Ülkemizin tarihini, haksız bir biçimde öldürülen insanların binlerce trajik hikâyesinin teşkil etmesine artık son verelim. Birlikte barışın, dayanışmanın, refahın, yaratma ve ilerlemenin tarihini yazmaya başlayalım.
Yaşasın Kıbrıs! Yaşasın Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin yeniden birleşme için ortak mücadelesi!