Birleşik Kıbrıs Partisi Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yayınladığı mesajda, eşitlikçi, sosyal adalet dayalı, cinsiyetçi tüm toplumsal yargılardan arındırılmış, demokratik ve özgürlükçü bir toplum oluşturma mücadelesinin devam ettiği ifade edilerek, kadının özgürleşmesinin önündeki en büyük engelin erkek egemen kapitalist sömürü sistemi olduğu vurgulandı.
BKP Kadın Meclisi’nin eşitlikçi, özgürlükçü, toplumsal cinsiyetçi yargı ve tabulardan arındırılmış, sınırsız, sınıfsız ve sömürüsüz bir Kıbrıs ve dünya için kararlı mücadelesine devam ettiğinin altını çizen BKP Kadın Meclisi Sözcüsü Hediye Kurucu, “ Kıbrıs’ın kuzeyinde her geçen gün artan kadına yönelik şiddet ve baskı, bir yandan seks köleliği ve insan ticaretindeki artış, diğer yandan da Suni İslam yaşayış biçiminin topluma dayatılarak sosyal kültürel yapının bilinçli bir şekilde değiştirilmek istenmesi, mücadelenin yeniden biçimlendirilmesini gerektirmektedir. Öte yandan, gece kulüplerinin kapatılması, yasaların tüm baskıcı gelenek, görenek, töre ve çağdışı unsurlardan ayıklanarak kadının sosyal yaşama erkekle eşit biçimde katılımının sağlanması elzemdir” dedi.
Kadına yönelik şiddete karşı en ağır cezaların uygulanması ve şiddet mağduru kadınlar için Kadın Dayanışma Evleri’nin açılmasını talep eden Kurucu, “BKP Kadın Meclisi olarak cinsiyet eşitliği eğitiminin ilk öğretimden itibaren müfredatlara yerleştirilmesinin toplumsal cinsiyet algılarının dönüştürülerek eşitlikçi, özgürlükçü bir toplum ve bireyler yaratmanın yegane yolu olduğuna inanmaktayız” dedi.
Erkek egemen kapitalist sistemde, kadınların şiddetin, baskının ve sömürünün en ağırına maruz kalmaya devam ettiğini vurgulayan Kurucu, “Kadınların işte, evde, sokakta, kısaca hayatın her alanında, ezildiği, dışlandığı ve güvenlikten yoksun yaşadığı bu ataerkil kapitalist dünyayı reddediyoruz. Kadınların yaşamda aktif ve saygın yerini alabilmesi için ‘pozitif ayırımcılık da dahil, gerekli her türlü destek sağlanmalıdır. İkinci sınıf muamelesi gören tüm dünya kadınlarının, özellikle de emekçi kadınların özgürleşmesini amaçlayan örgütlenmeleri destekleyip, adaletsizce, tek bir cinsiyet lehine yaşanmadığı bir dünyayı kurmanın bugünden mümkün olduğuna inanıyoruz. Cinsiyetçi olmayan, çok kültürlü, çok kimlikli, özgür, eşit, sınıfsız, sömürüsüz, sosyalist bir toplum hedefini hayata geçirme mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.