BİRLEŞİK KIBRIS PARTİSİ PROGRAMI

DÜNYA, ORTADOĞU ve KIBRIS

Yurdumuz Kıbrıs, üç kıtayı birleştiren ve ‘Doğu’ ile ‘Batı’nın bittiği/başladığı yerde, binlerce yıllık ilk uygarlıkların beşiği Ortadoğu’da küçük, ama bu coğrafi konumundan dolayı stratejik önemi büyük bir Ada’dır. Bu stratejik konumu nedeniyle hem Antik çağda hem de Modern çağda dünyayı yönlendiren iktisadi-siyasi-sosyal gelişmelerin odağında yer alarak büyük güçlerin hedefi olmuştur.

Kapitalist sömürgeciliğin dünyayı istila etmeye başlamasıyla önemi artan Ada’mız, 1500’lerden beri emperyal ve sömürgeci güçlerin hedefi olmuştur. Hindistan ve Afrika’nın istila edilmeye başlanmasıyla, özellikle 1859’da Süveyiş Kanalı’nın açılmasıyla Doğu-Batı ticaret yollarıyla birlikte, Kıbrıs’ın da önemi artmıştır. 1800’lü yılların sonuna doğru, tam da kapitalizm emperyalizme evrilirken, en büyük sömürgeci güç olan İngiltere, 1878’de Ada’mızı “Topraklarında Güneş Batmayan İmparatorluk”una kattı.

Sanayi devriminden sonra, özellikle 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılda petrolün temel enerji kaynağı olmasıyla birlikte Kıbrıs kapitalist-emperyalist güçlerin Ortadoğu’yu ve “Arap Dünyasını” ele geçirip denetimi altında tutma aracı olmuştur. Sömürgeciliğin ve Yeni-Sömürgeciliğin olumsuzluklarını yaşamış olan Kıbrıs, sosyal acıları o gün bugündür yaşamaya devam etmektedir.

Girdiği her yerde, hükmünü sürdürebilmek için etnik ve bölgesel çelişkileri deşip kanatarak Böl-Yönet politikası uygulayan Emperyalist İngiliz İmparatorluğu ve, 1945’ten sonra dünya hegemonyasını devralan ABD emperyalizmi bölgede çıkarlarını korumak için bugün irili ufaklı 8 uçak alanı ile tam bir “Batmayan Uçak Gemisi”ne dönüştürülen Kıbrıs’tan yararlanmaya devam edebilmek için Ada insanlarını birbirine düşürmüştür. 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken Ada önce, “Kıbrıs’ın Toprağı” ve 99 mil karelik “Hükümran Üsler” diye bölündü. 1964’te de “Yeşil Hat”larla bölünerek, bu kez de toplumlar birbirlerinden ayrıldı.

Her on yılda bir çatıştırılan, Kıbrıs’ın ana nüfüsunu oluşturan iki Toplum, 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yaptığı darbe ve arkasından gelen Türkiye askeri müdahalesi ile yaşanan sıcak savaş yurdumuzun coğrafi bölünmüşlüğünü adeta perçinlerken Toplumlararası bölünmüşlüğü daha da derinleştirdi. Bu gelişmeler, Kibrıs’ın yeniden Ortak Vatan yapılma çabalarını zorlaştırırken şoven gerici güçlerin adanın bölünmüşlüğünü kalıcılaştırmak için yeni komplolar tezgahlamalarına olanak ve cesaret vermektedir.

Yunan darbesi ve Türkiye askeri müdahalesine doğrudan ve dolayılı mudahil olan ABD’nin Kıbrıs ve bölgemiz üzerindeki hesap ve oyunları bugün de yoğunlaşarak sürmektedir.

Kapitalist toplumların temel çelişkisi olan Emek – Sermaye çelişkisi 1917 Ekim Devrimi’yle bir üst aşamaya, Kapitalizm – Sosyalizm çelişkisine yükselmesiyle Kapitalizm-Sosyalizm çelişkilerinin yarattığı nüfuz bölgelerinin kesişme noktasında bulunduğu için Adamız emperyalist güçlerin entrikaları ile bölünmüştür.

Aralık 1963’te başlayıp 1974’e kadar fasılalarla süren Toplumlararası çatışmalar ve 1974 Temmuzundaki Yunan darbesi ve Türk askeri müdahalesiyle oluşan ve 39 yıldır devam eden mevcut durum (statüko):

— Adayı ikiye bölmüştür,

— Ada, silah deposuna ve askeri kampa çevrilmiştir,

— Her iki Toplumdan binlerce can kaybına neden olmuştur,

— Binden fazla kayıp insanın akibeti henüz bilinmemektedir,

— Yüzbinlerce Kıbrıslı evinden-yerinden göç ettirilmiştir,

— Toplumlar ve insanlar arasında güvensizlik derin boyutlara ulaşmıştır,

— Kuzeyde işsizlik, Güneyde korku Toplumları kemirmeye başlamıştır,

— Türk Toplumunda, işsizlik ve göç en büyük toplumsal yara haline gelişmiştir,

— Yine, Türk Toplumunda Kıbrıs Lirası yerine Türk Lirasının ikame edilmesiyle girilen enflasyonist ekonomi politikalarıyla hayat pahalılığı dayanılmaz hale gelmiştir,

— Kuzey Kıbrıs Türkiye’ye, Güney Kıbrıs Yunanistan’a daha bağımlı hale getirilmiştir,

— Özellikle Türk Toplumunda egemenlik tamamen Türkiye’nin kontrolüne geçmiştir,

— Bu şartları yaratan statüko, Ateşkes Hali sürüyor denerek halen devam ettirilmektedir…

Bu şartlarda, iki Toplum ve tek tek insanlar arasındaki güveni yeniden kurmak, ancak iki Toplumun yakınlaşmasıyla mümkün olabilir. Bu nedenle, toplumlararası temas ve ilişkiler süratle artırılmalı; barışa giden yolun taşları dış güçlere bırakılmamalı, Kıbrıslılar tarafından döşenmelidir. İnsan sevgisi ve yurt sevgisi temelinde, insanlığın evrensel değerleri gözetilerek gerçekleştirilecek güven artırıcı önlemler her türlü kültürel, sanatsal, sportif, ticari ve ekonomik alanı kapsamalıdır.

  1. yy sonunda, sosyalizm dalgasının geri çekilmesi ve emperyalist-kapitalist sistemin iç çelişkilerinin öne çıkmasıyla üç büyük Emperyalist-Kapitalist Blok’a bölünen dünyada yurdumuz Kıbrıs, kapitalist blokların iç çelişkileri sonucu, paylaşım kavgalarına konu olarak gündemde kalmayı sürdürüyor. Kıbrıs, hem Ortadoğu petrollerine yakınlığı hem de Yemen’den Bağdat’a ve Tahran’a, Kırım’dan Atina’ya ve Hartum’a kadar bölgemizi tehdit eden Kıbrıs’taki -Amerika’nın da kullanmakta olduğu- İngiliz askeri üsleri nedeniyle ’paylaşılamamakta’, ABD-AB Blokları arasında süren yarışma ve çatışmalardan doğrudan etkilenmektedir. Bu çelişme ve çatışmalar sonucunda yurdumuz Kıbrıs, 2000’li yıllarla birlikte yeni bir dönemin eşiğine gelmiştir.

Yeni Dünya Düzeni (ya da Düzensizliki)’nde yeniden şekillendirilmeye çalışılan dünyada ve bölgemizde Ada’mızın jeo-stratejik önemi devam etmektedir. Sermaye Blokları arasındaki çelişkiler; özellikle de:

— ABD-AB çelişkisi ve her iki Blok’un nüfuz bölgelerini genişletme çabaları,

— ABD-İsrail-Türkiye Stratejik Antlaşması,

— İsrail’in devletleşme sürecindeki Filistin Direnişini kırma saldırılarının soykırıma dönüşmesi,

— ABD’nin, kimyasal silah yapıyor bahanesiyle Irak’ı işgali ve Irak petrollerini ele geçirmesi,

— Türkiye’nin, ABD’nin Irak’a yönelik planlarında nasıl yeralaldığı,

— Kürt faktörü,

— Hazar bölgesi petrol ve doğal gazını Batı’ya taşıyacak olan Bakü-Ceyhan boru hattının gerçekleşme aşamasına girmesi vb. gelişmeler ülkemizi dolayısız da dolayılı da etkilemektedir.

 

KIBRIS SORUNU

Sürendurum Ada’nın bölünmüşlüğünü kalıcılaştırmakta. Kuzey ve Güney şeklinde ayrılmasına yol açarak iki Toplumun federal bir çatı altında bir araya gelmesini engellemektedir. Yaklaşık yarım yüzyıldır süren Kıbrıs Sorununun bir an önce çözülerek statükonun sona erdirilmesi şarttır.

ABD’nin bölgemizi yeniden şekillendirme müdahalelerinin getirdiği olumsuzluklara karşın, bölge ve dünya şartlarının etkisiyle AB üyeliği ve Çözüm için şartların olgunlaştığı bu süreçte, AB üyeliği gündemdeki öncelikli yerini korumaktadır. Yarım yüzyıllık çatışma ve bölünmüşlüklerden sonra yeniden Birleşik Ortak Vatan özlem ve taleplerinin arttığı günümüzde, Kıbrıs’ın birleştirilmesi birincil görev olarak önemini sürdürmektedir.

Demokratik Birleşik Kıbrıs uğrunda mücadele etmek her komünistin, her sosyalistin, her demokratın ve her yurtseverin görevidir.

Yurdumuzda, bölgemizde ve tüm dünyada barışı savunan Birleşik Kıbrıs Partisi, yurdumuzun yeniden birleştirimesi için tüm olanakları değerlendirerek ve tüm devrimci, demokrat ve yurtseverlerle birlikte davranarak, statükocu güçlere karşı mücadele etmeyi görev bilir.

 

TEMEL İLKELER

Tarihin motoru sınıf mücadeleleridir. Sınıf mücadeleleri ve toplumsal alt-üstlükler Tarihi gelişimin zembereğidir. Toplumsal sınıfların çatışması çok çeşitli şekillerde tezahür etmekte ve halen sürmektedir. Bu bakımdan;

* Birleşik Kıbrıs Partisi, emeği en yüce değer görür. Bütün değerlerin anası ve insanca yaşamın temeli olan emeğin kurtuluşu için mücadele eder. Eşitlikçi-özgüriükçü-paylaşmacı dünya görüşünü savunur.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, işçi sınıfı ve emekçilerin bilimi olan Diyalektik Materyalizm’i temel alan Sol bir partidir, öncelikli hedefi: toplumlarımız arasındaki sorunun çözülüp barışın gerçekleştirilmesi ve Birleşik Ortak Vatan’ın yaratılmasıdır. Nihai hedefi: Birleşik Sosyalist Kıbrıs’tır.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, örgütlü toplumu savunur. ‘Örgütsüz halk hiçtir, örgütlü halk heptir’ gerçeğinden hareketle, halkın her alanda kendi örgütlerini kurmasını savunur ve teşvik eder.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, planlı ekonomiden yanadır.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, ‘Kula Kulluk’u temelden reddeder, yurtta ve dünyada barıştan ve gerçek demokrasiden yana olan güçlerle dayanışma ve güçbirliği içinde her türlü gericiliğe karşı mücadeleyi şart görür.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, yurtta va dünyada silahsızlanmayı savunur ve savaşsız-sömürüsüz bir dünya ve temiz bir çevre için: Savaşa Karşı Barış – Sömürüye Karşı Savaş ve Çevreye Özen şiarını benimser.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, insan sömürüsüne karşı ve çevre ve doğa tahribatı ve katliamına karşı mücadelenin aynı ciddiyet ve kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine inanır.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, bölünmüşlükten ve yalıtılmışlıktan bir an önce kurtulmayı yakın erimli hedef olarak görür, bunun için AB üyeliği ve çözümün bir an önce gerçekleşmesini talep eder. Bu uğurda savaşımını sürdürür.

* Birleşik Kıbrıs Partisi, her Kıbrıslıyı eşit haklara sahip yurttaş görür. Kıbrıslılarla evli olan göçmenler ve Kıbrıs’ta doğanlar Kıbrıs yurttaşıdırlar. Bunların dışında kalanlara tazmin edilerek geriye dönme veya çalışma izni alarak çalışma seçeneği sunulur. Uluslararası hukukun öngördüğü şekilde yasal statüde çalışarak gerekli süreyi dolduranlar yurttaş olurlar.

 

İÇ VE DIŞ POLİTİKA

İç ve dış politikaların, diyalektik bir şekilde, (hem birbirlerini etkileyen hem birbirlerinden doğan) birbirlerinin uzantısı olduğu gerçeğinden hareketle;

Yurdumuzu saran olumsuz şartlardan bir an önce kurtulabilmek için, 1960 Antlaşmaları, BM Güvenlik Kurulu ve Genel Kurulu Kararları ve 1977-79 Doruk Antlaşmaları çerçevesinde Federal Kıbrıs’a ulaşmak ve Toplumumuzu çağdaş, demokratik bir yapıya kavuşturmak temel hedeftir.

Barış içinde bir Ortak Vatan yaratabilmek, ancak, stratejik konumundan dolayı Ada’ya doldurulan üsler, askerler ye silahlardan kurtulmakla mümkündür.

Kıbrıs üslerden, askerlerden ve silahlardan arındırılmalıdır.

Bu temel hedefin gerçekleşmesi için yurtta, bölgede ve dünyada barıştan yana güçlerle enternasyonalist bir ruhla dayanışmak esastır.

Yurdumuzda, bölgemizde ve dünyamızda her türlü baskıya, sömürüye, ırk-renk-cins-dil-din ayırımcılığına karşı mücadele eden güçler müttefikimizdir. Bu çerçevede, insanlığın evrensel değerlerine sahip çıkarak; sömürüye, baskıya, ırkçılığa, renk-cins ve dil-din ayırımcılığına karşı mücadeleyi sürdürmek ve geliştirmek görevimizdir.

Demokratik, barışçı, anti-emperyalist, anti-şovenist, anti-militarist, ırkçılığa ve her türlü hegemonyacılığa karşı politikalarla yeniden yapılanma sürecinde, her türlü gerici mihrakın karşısında dikilerek; yönetilen-yönlendirilen nesne(ler) olmaktan çıkıp tarihimizin öznesi olmak göreviyle karşı karşıyayız.

Yurdumuzun bir an önce birleştirilmesi ve Toplumumuzun içine düşürüldüğü tükenişten kurtarılması için toplumsal ve siyasal kurumların demokratikleştirilerek Federal Kıbrıs çatısı altında yeniden oluşturulması kısa erimli hedeftir.

 

I – SİYASİ HEDEFLER:

1 – FEDERAL KIBRIS CUMHURİYETİ

  1. 1- Kısa erimde Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ni oluşturmak temel amaçtır.
  2. 2- Bu amaca ulaşmak için Partimiz gerekli her türlü çalışmayı örgütlemek üzere özveriyle çalışır. Bu çerçevede;
  3. 3- Federal Kıbrıs’a ve barışa ulaşmak için yapılmakta olan toplumlararası görüşmelerin ‘tek adam’ tekelinden çıkartılıp Doruk Antlaşmaları çerçevesinde çözümü benimseyen bir ekip tarafından yürütülmesini talep eder.
  4. 4- Federal Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, insanlığın evrensel değerleri temelinde her vatandaşının hak ve özgürlüklerini güvenceye alır. Enosis ve Taksim, Anayasa tarafından reddedilir ve yasaklanır.
  5. 5- Federal Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hazırlanması için seçimle belirlenecek bir ortak Kurucu Meclis oluşturulur. Birleşik Federal Kıbrıs, tek kimlikli, tek pasaportlu, dışta tek temsiliyeti olan, ortak para birimine ve ortak ekonomiye sahip bir cumhuriyettir.

 

2- EKONOMİK VE TOPLUMSAL HEDEFLER:

Her toplumun varlık temeli üretimdir. Üretime öncelikli önemi vermeyen toplumların yoksul, bağımlı, edilgen oldukları tarih boyunca kanıtlanan bir gerçekliktir.

Bu gerçekten hareketle, ekonomik ve sosyal girişim ve kurumlar tüketime değil üretime dönük olarak yeniden örgütlecektir. Ekonomi “serbest piyasa”nın kör kanunlarına terkedilemeyecek denli yasamsal önemdedir. Çağımızda plansız ekonomi düşünülemez.

Rasyonel bir planlama olmadan üretimi ve üretkenliği artırmak hayaldir.

Bu çerçevede Federal Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı oluşuncaya kadar;

 

2.1 – Çalışma ve Sosyal Güvenlik:

a- Herkese iş, herkese aş ve sosyal güvenlik içinde bir yaşam sağlamak Birleşik Kıbrıs partisi’nin temel görevidir.

b- Sendikasız işçi ve çalışan olamaz. İşçi ve memurlar yukarıdan güdümlü sendikalarda değil, işyeri ve işkolu esasına göre kendi öz örgütlenmelerinde örgütlenirler, işçi-memur ayırımı olmaksızın toplu sözleşme ve grev hakkı, tüm sendikalı çalışanların vazgeçilmez hakkıdır.

c- ILO sözleşmelerini dikkate almayan işyerleri açılamaz.

d- Kamu yönetimi insana yatırım yapılarak ve teknolojiyle takviye edilerek reorganize edilecektir. Oy kaygusu güdülerek niteliksizleştirilmiş, hantal ve suni olarak büyütülmüş Kamu Yönetimi verimli, etkin ve yurttaşa kaliteli hizmet veren bir yapıya kavuşturulacaktır.

e- Köylümüz üretim ve pazarlama kooperatiflerinde örgütlenecek, ürününün değerlendirilmesinde söz ve yetki sahibi olacaktır.

 

2.2 – Mali ve Ekonomik Politikalar:

a- Para ve mali politikalar başta olmak üzere ekonomik yapı yeniden örgütlenecektir.

b- Para hareketleri kontrol altına alınarak Toplumun nakdi ve kaydi varlıklarının erozyona uğratılması engellenecektir.

c- Merkez Bankası özerkleştirilecek ve başkanı Kıbrıslı olacaktır.

f- Bankacılık sistemi yeniden yapılandırılacak, Off-Shore bankalara sıkı denetim getirilecektir.

d- “EURO” para birimine geçilerek, Toplum TL’nin enflasyonundan kaynaklanan olumsuz etkilerden kurtarılacaktır.

e- Birer örgütlü suç merkezi olan kumarhaneler kapatılacaktır.

f- İnsan onurunu ayaklar altına alan gece kulübü adlı fuhuş yuvaları kapatılacaktır.

 

2.3- Enerji, Turizm, Tarım, Sanayi, Ulaşım ve Dış Ticaret:

a- Yenilenebilir, ucuz, çevre kirliliği yaratmayan güneş ve rüzgar enerjilerinden azami şekilde yaralanılacaktır.

b- Hafif sanayi, tarım, turizm ve dış ticaret koordineli bir şekilde teşvik edilecek ve yerli ihtiyacın karşılanmasından öte dışsatıma yönelmesi sağlanacaktır.

c- Turizmde kalite yükseltilerek uluslararası standartlara yükseltilecek ve uluslarası rekabete dayanabilecek hale gelmesi sağlanacaktır.

d- Dış ticaret bireysel beceriye bırakılmayacak, ‘sınırsız liberasyon’ kontrol altına alınacaktır.

e- Adamıza düzenli, güvenli hava ve deniz ulaşımı sağlanacak, yurtiçi yolların standardı yükseltilecek, iletişimde çağdaş teknolojinin bütün olanaklarından yararlanılacaktır.

 

2. 4- Tarım, Su, Hayvancılık, Balıkcılık:

a- Tarım planlı ekonomi esaslarına göre yeniden örgütlenecektir.

b- Tarımsal üretim, Toplumumuzdaki önemi göz önünde bulundurularak, ülkenin su, iklim, toprak mülkiyeti, toprak yapısına uygun olarak hem kalite hem de kantite olarak çeşitlendirilerek geliştirilecektir.

c- Su kaynakları kamunundur. Sulama yöntemleri modernleştirilecek, su israfı önlenerek kıt su kaynakları korunup geliştirlecektir.

d- Devlet gerçekleştireceği rasyonel ve rantabl çiftliklerle öncü ve örnek olacak, çiftçinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olacaktır.

f- Tarımda kullanılan alet ve makinelerin standartlara uygun olması ve yedek parça zorunluluğu getirilecektir.:

g- Geleneksel tarım ürünleri ve zeytin, harup ve narenciye üretimden pazarlama aşamasına kadar desteklenecektir. Zeytin yağı, meşrubat gibi tarımsal hammaddeleri değerlendiren sınai tesisler teşvik edilecektir.

h- Hayvancılık moderleştirilerek et, süt ve süt ürünleri arttırılarak yurttaşların beslenmesine özen gösterilecektir.

ı- Arıcılık, seracılık, tavukçuluk teşvik edilip geliştirilecektir.

i- Balıkçılık teşvik edilecek, balık çiftlikleri kurularak balık ihtiyacı karşılanacaktır.

j- Ormanların korunması ve geliştirilmesi yurttaşla el ele gerçekleştirilecektir.

k- Yurttaşın ihtiyaç duyduğu teknik bilgi ziraat mühendisleri, veterinerler ve teknik elemanlarca sağlanacaktır.

 

2.5- Kücük Esnaf ve Zanaatkarlar:

a- Küçük esnaf ve zanaatkarlar düşük faizli kredilerle desteklenecek, geleneksel el sanatlannın korunması sağlanacaktır.

b- Zanaatkarlar kooperatifleştirilerek örgütlenecek, ürünlerinin pazarlanması sağlanacaktır.

 

2.6- Kooperatifçilik:

Kooperatif Merkez Bankası’nın gerçek sahipleri köy kooperatifleri ve üreticilerdir.

Yıllardır Genel Kurulunu toplamayarak çıkar çevrelerinin çiftliği haline getirilen Kooperatif Merkez Bankası, asli işlevine kavuşturulup gerçek sahiplerine venlecektir.

 

2.7- Çevre ve Doğa:

a- Çevre özenle korunacak, doğa tahribatı önlenecektir.

b- İmar Yasası yeniden ele alınıp arsa spekülasyonu ve ülkemizin betonlaşması önlenecektir.

c- Su kaynaklarının rasyonel bir şekilde kullanılması ve yeni kaynakların devreye sokulması sağlanacaktır.

d- Doğada bir denge unsuru olan av hayvanlarının katliamı önlenerek avcılık spor amaçlı hale getirilecektir.

 

2.8- Eğitim ve Spor:

Bilgi ve eğitim toplumların varlıklarını sürdürebilme ve yaşam standartlarını yükseltebilmelerinin başat faktörüdür. Her türlü tabuya karşı özgürlüğü savunmayan bilgi bilimsel olamaz.

Fikri hür, vicdanı hür kuşaklar yetiştirebilmek, ancak, çağımızda en büyük güç olan bilimsel bilginin genç kuşaklara en kaliteli bir şekilde verilmesiyle mümkün olabilir.

Bilgi Çağı’nda bu hayati gücü değerlendirmeyen toplumlar edilgen ve bağımlı olmaya ve kaybetmeye mahkumdurlar.

Çağdaş devlet, genç insanlarına modern araç-gereç-bina ve sağlıklı bir ortamda eğitim-öğrenim olanakları yaratan devlettir.

Bu gerçekten hareketle, eğitim-öğretimde kalitenin yükseltilmesi için:

a- Ücretsiz eğitim her Kıbrıs yurttaşının temel hakkıdır. Eğitim ‘müşteri eksenli’ olmaktan çıkartılıp çağcıl, özgür ve yaratıcı/üretici bir niteliğe kavuşturulacaktır.

b- Ana-ilk-orta okullar birleştirilip ilköğretim müfredatı uygulanacaktır. İlköğretim zorunlu olacaktır.

c- Ezberci, aktarmacı, öğrenciyi bezdirici mevcut eğitim sistemi terkedilecek; yeniyi, doğruyu, güzeli arayan yaratıcı eğitim sistem ve metodları geliştirilecektir.

d- Eğitim-öğretim özerkleştirilerek bu sistem ve metodların yeniden örgütlenmesinde eğitim-öğretimin üç temel unsuru olan öğrenci-öğretmen-veli kollektifi yetkilendirilecek, devlet sadece yönlendirici olacaktır.

e- İlköğretim ve liselerdeki müfredat şovenist unsurlardan arındırlacaktır.

f- Üniversiteler işsiz ordusu yaratan kurumlar olmaktan çıkarılıp, günümüz şartlarına göre yeniden reorganize edilecektir. Sadece bilgi aktaran/satan kurumlar halindeki mevcut yapıları değiştirilerek bilim üreten birer bilim yuvası haline gelmelerine yardımcı olunacaktır. Kıbrıs yurttaşlarına ücretsiz eğitim hakkı sağlanacaktır.

g- Özel dershaneler kapatılacaktır.

h- Sağlıklı yaşamın birinci koşulu iyi beslenme ise, ikinci koşulu spordur. Yaşam boyu spor, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez unsurudur. Bireysel ve kitle sporu her türlü olanakla desteklenecektir.

 

2.9- Sağlık:

Günümüzde sağlık hizmeti denilince, hastalara verilen hizmetin yanısıra koruyucu sağlık sistemleri anlaşılmaktadır. Bu anlayıştan yola çıkarak;

a- Bütçeden sağlığa ayrılan pay mutlaka artırılacaktır.

b- Toplumu hastalıklardan korumak, bireyin yaşam süresini uzatmak, beden ve ruh sağlığını güçlendirmek, sağlıklı beslenmesini sağlamak amacıyla gıda maddeleri denetlenecek, aşı kampanyaları hızlandırılacak, thalassamia, verem, diabet, AİDS vb. taramalar yoğunlaştırılacaktır.

c- Sağlık hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için çalışma koşulları Tam Gün ilkesine göre düzenlenecek, isteğe bağlı olarak özel çalışma denetim altına alınacaktır.

d- Kamu sağlık birimleri baskı, partizanlık, rüşvet vb. olumsuzluklardan arındırılarak kendi kendini yöneten sağlık servisleri modeline geçilecektir.

e- Parası olana değil, herkese eşit yeterli ve dengeli sağlık hizmetleri verebilecek sistem geliştirilecektir.

f- Sisteme işlerlik kazandırmak için aile hekimliği kurumlaştırılacaktır

g- Sağlık sigortasının eksiklikleri giderilip her yurttaşın sağlık hizmetlerinden etkili ve yaygın biçimde yararlanması sağlanacaktır

 

2.10-Gençlik ve Kadın:

Partimiz, gelecegimiz olan gençliğe ve yarımız olan kadına özel önem verir.

Bu çerçevede:

a- Gençliğin göç yollarından kurtulması için gerekli önlemler alınacak, üniversite mezunu gençlere istihdam alanları yaratılacaktır. Üniversite mezunu gençleri istihdam eden işyerleri özel primle desteklenecektir. Okula gitmeyen işsiz genç bırakılmayacak, 15 yaş altındaki çocukların çırak olarak çalıştırılması engelenecektir.

b- Kadının ‘ev kölesi’ olmaktan kurtarılması ve toplumsal yaşamda aktif ve saygın yerini alabilmesi için ‘pozitif ayırımcılık’da dahil, gerekli her türlü destek sağlanacaktır.

c- İkinci sınıf muamelesi gören kadın yurttaşlarımızın, özellikle de emekçi kadınların özgürleşmesini amaçlayan örgütlenmeler desteklenip teşvik edilecektir.

d- Yasalar tüm baskıcı gelenek, töre ve çağdışı unsurlardan ayıklanarak kadının sosyal yaşama erkekle eşit biçimde katılımı sağlanacaktır.

 

2.11- Kültür ve Sanat:

İnsan yaşamını anlamlı kılan Kültür ve Sanat çalışmalarına destek olunacaktır. Ülkemizin ortak değerleri olan tarihi ve kültürel-sanatsal, öğeler (Yazın, Tasarım, Müzik, Plastik Sanatları, Görsel-İşitsel Sanatlar vd.) korunacak, desteklenecek ve profesyonel hale getirilip kurumlaştırılacaktır.

  1. a) Hükümet, devlet bütçesinde Kültür ve Sanata ayrılan kamusal payı artıracak, yanısıra Kültür ve Sanata katkı amacıyla özel fonlar oluşturacaktır.
  2. b) Özerk Kültür Sanata Katkı amacıyla özel fonlar oluşturacaktır.
  3. c) Tüm şehir, kasaba ve köylere kültürel binalar (Kütüphane, Sergi-Konferans Salonu ve Müzeler) yapılacaktır.
  4. d) Kültürel Miras’ın korunup, günışığına çıkartılması ve yağmalanmaması için her türlü önlem alınacaktır.
  5. e) Kültür bakanlığı, Kültür ve Sanat örgütlerine maddi katkı sağlayacak ve ödenekli profesyonel kadrolar oluşturacaktır.
  6. f) Yerel Kültür ve sanat çalışmaları ve sanatçılarımız Kültür Emperyalizmi’ne karşı korunacaktır.
  7. g) Kültür ve Sanat ürünleri her türlü vergiden muaf tutulacaktır.

 

Basın-Yayın-İletişim;

Toplumsal ve kişisel iletişimin yanısıra “Söz ve Anlatım Özgürlüğü’nü sağlayan yerel Basın-Yayın-İletişim araçlarından özgürce ve sansürsüz yararlanabilmek için türlü imkanlar yaratılacaktır. Bu amaçla:

  1. a) Basın emekçilerinin sosyal ve mesleki hakları yasa ile korunacak ve özgürce üretme imkanı sağlanacaktır.
  2. b) Yerel Basın-Yayın-İletişim araçları, her türlü Emperyalist ve Hegemonyacı Basın-Yayın ve iletişim araçlarına karşı korunacaktır.
  3. c) Yerel Basın-Yayın ve İletişim araçları, insan yaşamını tehdit eden Şovenist, Militarist ve Faşizan unsurlardan korunacak ve arındırılacaktır.
  4. d) Kamu ilanları, herhangi bir ayrımcılık yapılmaksızın, yerel basın organlarına (Gazete, Dergi, Radyo, Televizyon vd.) eşit ve adil bir şekilde dağıtılacaktır.
  5. e) Basın-Yayın-İletişim örgütlerine maddi katkı sağlanacak ve ödenekli profesyonel kadrolar oluşturacaktır.
  6. f) Yerel gazete, dergi, televizyon, radyo, yayınevleri ve kitabevleri maliyetleri artırıcı her türlü vergiden ve KDV’den muaf tutulacaktır.