Birleşik Kıbrıs Partisi, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın istifası ve KIB-TEK’te yaşananlarla ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
Sn: Denktaş’ın istifası göstermelik bir manevradır.
BKP Genel Başkan İzzet İzcan, Birleşik Kıbrıs Partisi’nin Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın istifa gerekçesi olarak gösterdiği TC yardım heyetine kurulduğu günden beri Kıbrıslı Türklerin iradesine müdahale olduğu için karşı çıktığının altını çizen İzcan, “ Sn Denktaş siyasi bir manevrayla kahramanlık yapmaya çalışmaktadır. TC yardım heyeti işimize karışıyor derken bile bu çarpık yapıyı değil, bu yapının başındakileri suçlamaktadır. Siyasiler itibarsızlaştırılmıştır diyen Denktaş bilmelidir ki itibarsızlaşan halka yalan söyleyen, verdiği sözleri tutmayan ve halkın iradesini manüpile eden siyasetçilerdir, bunun sorumlusu kendileri gibi statükocu politikacılardır.
Parlamento ve hükümetin son kullanım tarihi geçmiştir.
Hem parlamentonun, hem de hükümetin son kullanma tarihinin geçtiğini, halkın iradesine ters düştüğünü, referandum, yerel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunun açıkça görüldüğünün altını çizen İzcan, “ Gelinen aşamada, BKP demokratik iktidar kavgasını başlatmıştır. BKP Kendi dışındaki çözüm, barış ve demokrasi güçlerin bir çatı altında toplanması için çalışmalarına devam etmektedir. Miyadını doldurmuş, statükocu partileriler ne lider değişikliği ne de göstermelik tüzük değişiklikleri ile alternatif olamazlar, değişimi sağlayamazlar. Bu alternatifin oluşması ve demokratik değişimin sağlanmasını çözüm yanlısı demokrasi güçleri ile birlikte oluşturacağımız güç birliği ile biz sağlayacağız” dedi.
KIB-TEK Yönetim Kurulunun yaptıkları özerklik değil. Partizanlıktır.
KIB-TEK’te yaşananlara da değinen İzzet İzcan, dünyanın hiçbir yerinde kurumların bu şekilde yönetilmediğini söyleyen İzcan, KIB-TEK’te yaşananları rezalet olarak nitelendirdi. İzcan, “ KIB-TEK Yönetim Kurulu Başkanı, hükümeti, Başbakanı ve Maliye Bakanını iş bilmemekle, kurumu sabote etmekle suçluyor, hükümetse onu görevden alamıyor. Kurum denetimi kabul etmiyor, ben özerkim diyor. Ancak yönetim kurulunun yaptıkları özerklik değil partizanlıktır” dedi.
Elektrik kurumunun görevinin halka ucuz, sürekli ve güvenli elektrik sağlamak olduğuna vurgu yapan İzcan, kurumun ve sendikanın kendi ayrıcalıklarını ve bir takım çıkar odaklarının menfaatlerini korumaya çalıştığını söyledi. Hükümetin kurumda oluşan statükoyu yıkacak güce sahip olmadığının altını çizen İzcan, “ yaşananlarda kurumu yönetenlerin ve onları denetleyemeyen CTP –DP hükümetinin payı büyüktür. Sayıştaylığı derhal gerekli denetimleri yapmaya, suç unsuruna rastlanması halinde sorumluları yargıya havale etmeye çağırıyoruz” dedi.